Ermenistan’ın deprem bölgesinde kurulu bu Sovyet yapımı tesis, uzmanlar tarafından “bekleyen Çernobil” ve “saatli bomba” olarak tanımlanıyor. Gerek teknolojik altyapısının eskiliği gerekse bulunduğu sismik tehlike bölgesi, bu santrali yalnızca Ermenistan için değil, Türkiye başta olmak üzere tüm Avrupa ve Güney Kafkasya için bir güvenlik riski haline getiriyor.
Metsamor Santrali, Sovyetler Birliği döneminde 1976 yılında inşa edildi. İki reaktörden oluşan tesis, Ermenistan’ın elektrik ihtiyacının yaklaşık %40’ını karşılıyor. Ancak ne yazık ki santral, yüksek sismik aktiviteye sahip bir fay hattı üzerinde kurulu. Nitekim 1988’deki Spitak Depremi sonrası santral güvenlik gerekçesiyle altı yıl boyunca kapalı kalmıştı.
Günümüzde aktif olan tek reaktör, teknolojik ve yapısal olarak son derece yetersiz bulunuyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan (IAEA) üst düzey yetkililer, santralin tasarımını “açıkça eksik ve riskli” olarak tanımlarken, Morris Rosen gibi uzmanlar santralin konumunu sert biçimde eleştiriyor.
İngiltere merkezli Daily Mail gazetesine konuşan Güney Kafkasya uzmanı Peter Marko Tase, Metsamor’un oluşturduğu tehdidin altını çiziyor:
“Bu santral ekonomik olarak yetersiz bir ülkenin elinde ve Sovyet dönemine ait tehlikeli bir teknolojiyi barındırıyor. Beton yapısı çatlamaya yatkın. Herhangi bir anda erime veya sızıntı yaşanması halinde Çernobil benzeri bir felaketle karşılaşabiliriz.”
Tase’e göre olası bir kaza durumunda:
Toprak ve içme suyu kaynakları kirlenebilir
Hava kalitesi düşer ve bu etki Avrupa’ya kadar yayılabilir
En az 10 yıl boyunca çevresel etkiler sürebilir
Binlerce insan yaşadığı bölgeyi terk etmek zorunda kalabilir
Santralin Türkiye’ye 16 kilometre, Ermenistan başkenti Erivan’a ise 35 kilometre uzaklıkta olması, olası bir kazada Iğdır gibi doğudaki şehirlerin ciddi şekilde etkilenme riski taşıdığı anlamına geliyor.
Deprem bölgesinde yer alması nedeniyle sarsıntılara açık olan santral, şu anda Rusya’nın devlet nükleer ajansı Rosatom tarafından destekleniyor. Kremlin, reaktörlerden birini modernize etmek için 65 milyon dolarlık bir anlaşma imzalamış olsa da uzmanlar, modernizasyonun güvenlik sorunlarını çözmeyeceğini düşünüyor.
Tase ve benzeri uzmanlar, özellikle Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri’ni acil önlem almaya çağırıyor. Çağrıların başlıca talepleri şunlar:
Metsamor’un derhal kapatılması
Reaktörün güvenli şekilde sökülmesi
Yerine alternatif enerji kaynaklarının kurulması için fon sağlanması
Iğdır, Kars gibi sınıra yakın iller için çevresel hazırlık planlarının oluşturulması
Geçmişte Ermenistan Parlamentosu Çevre Komitesi danışmanı Viktoria Ter-Nikogossian, “Bu nükleer santral asla güvenli şekilde çalıştırılamaz” ifadeleriyle durumu özetlemişti.
Santral yetkilileri, reaktörün bazalt kaya zemin üzerine kurulduğunu ve yıllar içinde güvenlik önlemlerinin artırıldığını savunuyor. Ancak ne Rosatom ne de Ermeni yetkililer, bağımsız ve şeffaf bir denetim mekanizmasına izin vermiyor. Bu da şeffaflık eksikliği nedeniyle uluslararası güvenilirliği sarsıyor.
1986 yılında yaşanan Çernobil faciası, dünya tarihinin en büyük nükleer kazasıydı. O felakette binlerce insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca kişi yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştı. Metsamor için yapılan “bekleyen Çernobil” benzetmesi, bu nedenle tesadüfi değil.
Rusya Federasyonu, aktif hale gelen S-400 ve diğer hava savunma sistemleri sayesinde gece boyunca 49 Ukrayna kaynaklı sabit kanatlı insansız hava aracını (İHA) başarıyla etkisiz hale getirdi. Olay, savunma uzmanları tarafından hem teknolojik üstünlüğün hem de stratejik caydırıcılığın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. 49 İHA Nasıl Düşürüldü? Rusya Savunma Bakanlığı’nın resmi açıklamasına göre, saldırı şu şekilde […]
TSK’nın gizli mermi planı WhatsApp’ta ifşa edildi iddiası savunma sanayinde deprem etkisi. Savunma dünyasında sarsıcı iddia: GDH Haber, ASSAN Savunma’nın avukatı olan ve aynı zamanda MKE eski Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmet Sayhan’ın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gizli mühimmat tedarik planını “yanlışlıkla” WhatsApp durumunda paylaştığını ileri sürüyor. Gazete bu iddiası için GDH’nın haberine atıfta bulunuyor. […]
Türkiye ile Suriye arasında imzalanan yeni askeri işbirliği anlaşması, bölgede dengeleri değiştirecek nitelikte görülüyor. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynaklarından yapılan açıklamaya göre, Türk askeri heyetleri ihtiyaçları belirlemek için Suriye’ye gidiyor. Anlaşma, iki ülke arasında eğitim, danışmanlık ve teknik destek alanlarında işbirliğini kapsıyor. Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakatı 13 Ağustos 2025’te imzalanan “Ortak Eğitim ve Danışmanlık […]
Fisker Elektrikli Araç Dünyasında Neden İflas Etti? 2020 yılında büyük umutlarla elektrikli otomobil pazarına giren Fisker, kısa sürede yatırımcıların ilgisini çekmişti. Şirket, Tesla ile rekabet edecek, yüz binlerce araç satacak bir marka olma iddiasını ortaya koymuştu. Ancak planlanan bu büyüme gerçekleşmedi. Fisker, 2020’de 10,4 milyar dolar gelir hedefi açıklamasına rağmen, 2023 sonunda yalnızca 273 milyon […]
Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için attığı adımlar hız kesmeden devam ediyor. Ülkenin en zengin petrol rezervlerine sahip illerinden Şırnak’ta, çıkarılan petrolün depolanması ve dağıtımı için kritik bir proje hayata geçiriliyor. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından yürütülen çalışma, kentte petrol üretim kapasitesinin hızla artması nedeniyle büyük önem taşıyor. Peki, Şırnak’ta hangi petrol depolama tesisi kurulacak? Projenin […]
Libya’da Halife Hafter’e bağlı Temsilciler Meclisi, Türkiye ile enerji alanında çok kritik bir adım atmaya hazırlanıyor. Bingazi merkezli meclisin, önümüzdeki haftalarda 2019 yılında imzalanan deniz yetki alanları ve enerji arama anlaşmasını gündemine alacağı belirtiliyor. Bu hamle, Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki enerji varlığını güçlendirme potansiyeline sahip. Peki, Libya’nın doğusundaki yönetim neden Türkiye’ye enerji arama izni veriyor? Bu […]